Bebeğinizin yaşama şansı kazanmasının en önemli sebebi, akciğer gelişiminde önemli bir safhaya geçilmesidir. Akciğerlerde çoktan oluşmuş olan solunum ağaççıkları hava keseciklerine bağlanmıştır. Ve hava keseciklerinin içini örten, surfaktan adlı sıvı üretimi başlamıştır. Bu sıvı, soluk verirken hava keseciklerinin sönmemesini sağlar ve 34. haftada tamamlanır. Bu nedenle erken doğum tehdidi olan 24-34 hafta arasındaki gebelerde, zaman kazandırması için doğumu durdurmaya çalışır ve bir an önce surfaktan yapımını artıran ve dolayısıyla akciğer gelişimini hızlandıran kortizon içeren ilaç veririz.
Cildi hala ince ama pigmentler depolandıkça ve kırışıklıkların içini cilt altı yağ dokusu doldurmaya başladıkça kalınlaşacak.
Bu haftada hıçkırıkları da dışarıdan net olarak ayırt edebilirsiniz. Bebeğiniz sürekli hareket ediyormuş gibi gelebilir. Dışarıdan dokunmanıza veya farklı bir sese tekme ile karşılık verecektir. Ultrason sırasında da proba karşı bu tekmeleri izlemenin çok keyifli olduğu bir gerçek.
Anne karnından kaynaklanan barsak ve kalp gibi iç organların ve suyu tarafından kendisine iletilen seslere bebeğiniz tepki verir. Bilekler, bacaklar veya yüzünüzde örümcek şeklinde, ince damarlanmalar görebilirsiniz. Östrojen artışına bağlı olan bu durum normaldir ve rahatsızlığa yol açmayıp, genelde gebelik sonrası düzelirler.
Bu haftalardan itibaren, karın, basen, kalça ve memelerde kaşıntıyla beraber, çizgi oluşumu, yani çatlak görülebilir. Bazı kadınlarda çatlak hiç görülmezken, bazı kadınlarda çok yoğun olabilir yani sebep tamamen genetiktir. Annenize gebeliğindeki çatlak durumunu sormanız, size de bilgi verebilir. Doğumdan sonra hafiflemesine rağmen, gri-beyazımsı bir renk alabilir ve kalıcı olabilir. Her ne kadar piyasada çok sayıda çatlak oluşumunu önleyici olduğunu öne süren ürünler olsa da, bilimsel olarak saptanan nemlendirme dışında hiçbir etkileri yoktur. Bu nedenle, nemli tutarak çatlak derinliğini azaltma ve kaşıntıyı önleme adına basit bir bebe yağı ya da badem yağı yeterli olacaktır.